Firmalar Neden BPM Yatırımından Kaçınıyor ve ERP’ye Sığınıyor? İşte Sebepleri ve Çözüm Yolları

İstanbul, Türkiye – Günümüz rekabetçi iş dünyasında verimlilik ve çeviklik hayati önem taşırken, birçok firma iş süreçlerini yönetmek için yalnızca Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemlerine bel bağlıyor. Oysa ki, her iş süreci için uygun olmayan ERP sistemleri, süreçleri tasarlamayı ve değiştirmeyi adeta bir yazılım projesine dönüştürerek firmalara milyonlarca liraya mal olabiliyor. Uzmanlara göre, ERP sistemlerinin, PaperWork gibi “low-code” (düşük kodlu) bir İş Süreçleri Yönetimi (BPM) çözümüyle tamamlanması, verimliliği artırmanın ve maliyetleri düşürmenin en etkili yolu. Peki, bu açık faydaya rağmen firmalar neden BPM sistemlerine yatırım yapmaktan kaçınıyor?

Bu sorunun temelinde, firmaların alışkanlıkları, algıları ve stratejik öncelikleri yatıyor. İşte firmaların BPM sistemlerine yatırım yapmamasının ve tüm süreçlerini ERP’de çözmeye çalışmasının ardındaki temel nedenler:

  1. Tek Sistem, Tek Gerçeklik Arzusu: Firmalar genellikle tüm verilerini tek bir merkezi sistemde toplama ve yönetme eğilimindedir. ERP sistemleri, finans, insan kaynakları, tedarik zinciri gibi temel iş fonksiyonlarını entegre bir yapıda sunarak bu “tek gerçeklik kaynağı” olma vaadini yerine getirir. Bu yaklaşım, veri silolarını önlemeyi ve departmanlar arası koordinasyonu kolaylaştırmayı hedefler. BPM’i ayrı bir sistem olarak görmek, bu merkezi yapıya bir istisna olarak algılanabilir.
  2. Algılanan Karmaşıklık ve Maliyet: Yeni bir BPM sistemi kurmak, mevcut ERP sistemine entegre etmek ve çalışanları bu yeni sisteme adapte etmek, firmalar için ek bir maliyet ve karmaşıklık olarak görülebilir. Özellikle sınırlı BT kaynaklarına sahip şirketler, mevcut ERP sistemlerini “yeterli” görerek yeni bir teknoloji yatırımından kaçınabilirler.
  3. Değişime Karşı Direnç ve Belirsizlik: Her yeni teknoloji implementasyonu, organizasyonel bir değişimi de beraberinde getirir. Çalışanların ve yöneticilerin alıştıkları iş yapış şekillerini değiştirmeleri gerekebilir. Bu durum, özellikle BPM’nin getireceği süreç odaklı yaklaşıma karşı bir direnç oluşturabilir. Ayrıca, BPM yatırımının getirisinin (ROI) ne olacağına dair belirsizlik de karar vericileri tereddütte bırakabilir.
  4. ERP Sağlayıcılarının Yönlendirmesi: Birçok büyük ERP sağlayıcısı, kendi ekosistemleri içinde kalarak müşterilerine çözüm sunmayı tercih eder. Bu sağlayıcılar, her türlü ihtiyacın kendi ERP modülleri veya özelleştirmeleri ile çözülebileceğini öne sürerek, firmaları harici BPM çözümlerinden uzak tutabilir.
  5. BPM’in Stratejik Öneminin Anlaşılamaması: Bazı firmalarda üst yönetim, iş süreçleri yönetimini stratejik bir öncelik olarak görmeyebilir. Süreç iyileştirmenin uzun vadeli faydaları yerine, kısa vadeli operasyonel hedeflere odaklanılması, BPM gibi stratejik yatırımların ertelenmesine neden olabilir.

ERP ve Low-Code BPM Entegrasyonu: Verimlilik Patlaması

Uzmanlar, ERP sistemlerinin temel veri ve işlem yönetimi gücünü, low-code BPM platformlarının esnekliği ve hızıyla birleştirmenin, işletmeler için muazzam bir potansiyel barındırdığı konusunda hemfikir. İşte bu entegrasyonun sağlayacağı temel faydalar:

  • Çeviklik ve Hızlı Uyarlama: Low-code BPM platformları, iş analistlerinin ve hatta son kullanıcıların sürükle-bırak arayüzleri ile hızla iş akışları tasarlamasına ve otomatikleştirmesine olanak tanır. Bu sayede, değişen pazar koşullarına ve müşteri taleplerine anında yanıt verilebilir. ERP sistemlerinde aylar sürebilecek bir değişiklik, BPM ile günler içinde hayata geçirilebilir.
  • Maliyet Tasarrufu: ERP sistemlerindeki karmaşık ve pahalı özelleştirmelerin yerini, low-code BPM ile yapılan hızlı ve uygun maliyetli süreç otomasyonları alır. Bu durum, firmaların milyonlarca liralık uyarlama maliyetlerinden tasarruf etmesini sağlar.
  • Verimlilik Artışı: Tekrarlayan ve manuel görevler BPM ile otomatikleştirilerek çalışanların daha stratejik ve katma değerli işlere odaklanması sağlanır. Onay mekanizmaları, görev atamaları ve bildirimler gibi süreç adımları hızlanır, bu da işlerin daha hızlı tamamlanmasını ve verimliliğin artmasını sağlar.
  • Gelişmiş Görünürlük ve Kontrol: BPM sistemleri, süreçlerin her adımının izlenmesine ve performansının ölçülmesine olanak tanır. Bu sayede, darboğazlar ve iyileştirme alanları kolayca tespit edilebilir. ERP’deki veriler, BPM’in süreç zekası ile birleşerek yöneticilere daha derinlemesine analizler sunar.
  • Mevcut Yatırımın Korunması: BPM, mevcut ERP sistemini değiştirmeyi gerektirmez. Aksine, ERP’nin üzerine bir çeviklik katmanı ekleyerek, mevcut yatırımın değerini ve ömrünü artırır.

Sonuç olarak, firmaların ERP sistemlerine olan bağlılığı anlaşılabilir olsa da, bu sistemlerin her iş süreci için en uygun çözüm olmadığı açıktır. Süreçlerin dinamik doğası ve sürekli iyileştirme ihtiyacı, low-code BPM gibi esnek ve hızlı çözümleri zorunlu kılmaktadır. ERP’nin veri merkezli gücünü, BPM’in süreç odaklı çevikliği ile tamamlamak, günümüz iş dünyasında rekabet avantajı elde etmek ve sürdürülebilir bir verimlilik artışı sağlamak için en akılcı yoldur. Firmaların bu iki teknolojiyi birbiriyle rekabet eden değil, birbirini tamamlayan unsurlar olarak görmesi, gelecekteki başarılarının anahtarı olacaktır.

Ne Düşünüyorsunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Bize Yazın

PaperWork'ü görmeden karar vermeyin!

İhtiyaçlarınızı dinliyor ve sizin için özel bir demo hazırlıyoruz.

Kazançlarınız:
Sırada ne var?
1

Sizin için uygun bir zaman aralığı belirliyoruz.

2

Bir tanışma toplantısı düzenliyoruz.

3

Size özel bir demo gerçekleştiriyoruz.

Ücretsiz Demo Talep Edin


Bizimle iletişime geçin, size özel bir demo gerçekleştirelim.